EHAD Genel Başkanı ile Yapmış Olduğumuz Söyleşi

23 Oca

EHAD Genel Başkanı ile Yapmış Olduğumuz Söyleşi

Bir süre önce yaptığım ve VAKİT’te yayınlanan Evrensel Hafızlar Derneği (EHAD) Genel Başkanı Abdulkadir Sağlam söyleşimizi buradan okuyabilirsiniz.

Evrensel Hafızlar Derneği (EHAD) Genel Başkanı Abdulkadir Sağlam Vakit’e konuştu; “Hafız yürüyen Kur’andır”

“Kur’an-ı Kerim büyük bir lütuftur”

“Kur’an’a hizmet şerefimizdir”

M. MUSTAFA UZUN

Kısa adı EHAD olan Evrensel Hafızlar Derneği, milletimizin yüzünü ağartan çalışmalara imza atıyor. Gerçekleştirdiği programlarla mukaddes kitabımız Kur’an- ı Kerim’i merkezine alan dernek, hafızlık eğitimi gören öğrencilere maddi ve manevi desteğin yanı sıra insanımızın Kur’anla irtibatlarını sağlamlaştıran faaliyetler yürütüyor. Derneğin Genel Başkanı kurra Hafız Abdulkadir Sağlam’da bu işe gönül vermiş, değerli bir insan. Kur’anın eşsiz sedası ve manasının nesillerden nesillere aktarılmasında hafızların büyük emeği olduğunu belirten Sağlam “Kuran’ın özüne ve ruhuna sırtını dönen milletler asla huzurlu ve müreffeh olamamıştır” diyor. Hafızlık müessesesinin son durumundan, Kur’an-ı Kerim’i güzel okumanın önemine kadar birçok konuyu Abdulkadir Bey ile görüştük. Buyrun;

KUR’AN SEVDALILARI KURDU

*Öncelikle EHAD ile başlayalım Abdulkadir Bey. Nedir EHAD?

*Kur’an-ı Kerim’i öğrenmeyi ve öğretmeyi kendisine düstur edinen bir grup Kur’an sevdalısı tarafından 2007 yılında kuruldu. “Ümmetimin en şereflileri Kur’anı ezberleyenlerdir” hadisi mucibince bir araya gelen bu sevdalılar, hafızlık geleneğinin sürdürülmesi ve yeniden hak ettiği ilgiyi görmesi için bu derneği kurdu.

*Nereden aklınıza geldi peki böyle bir derneği kurmak?

*Dünyaca ünlü hafızların katıldığı Kur’an ziyafetleri ile statları hınca hınç dolduran milletimizin Kur’an aşkı bizi böyle bir derneği kurmaya zorladı. Ve bu dernek aracılığıyla hafızlık müessesesini yeniden canlandırmayı, Kur’an’ı Kerimin sahih okunmasına ve mevcut sorunların aşılmasına yardımcı olmayı amaçlıyoruz.

*Kur’an-ı Kerimi sahih okumak ne demektir?

*Kur’an-ı Kerimi sahih okumak demek; Meharic-i huruf, sıfat-ı huruf, tecvid ve talim üzere okumak demektir. Bunları birer kelimeyle açacak olursak; Meharic-i huruf, harflerin çıkış yerleridir. Harfleri birbirinden ayırt eden terazi konumundadır.

*Önemi nedir?

Meharic-i huruf, harflerde altın gibidir. Altının kalıba döküldüğü, işlendiği zaman kıymet ifade ettiği gibi harflerde mahrec kalıbında işlendiği zaman anlaşılır, ifade edilir. Sıfat-ı huruf’da mahreçten okunan harflerin sesi ve bu sesin aldığı şekillerdir. Sıfat mihenk taşı gibidir. Altının keyfiyeti bu taşla anlaşılır. Tashih-i huruf ise harfleri sıfatlarına göre mahreçlerinden tashih etmek yani düzeltmektir.

KUR’AN GELİŞİGÜZEL OKUNAMAZ

*Neden tashih yaparız?

*Kim daha güzel Kur’an okumak istiyorsa o kadar tashih yapmalıdır. Tashih bu nedenle yapılır.

*Tecvid?

* Tecvid ise bir şeyi hoş ve güzel yapmaktır. Bütün harfleri sıfatları ile mahreçlerinden okumak, duruş, yeniden başlayış, med yani uzatma ve tutma gibi kuralları tam yapmaktır. Talim ise öğrenmek ve öğretmek demektir. Tabiri caizse işin tekniğini ve atölyesini oluşturur. Bu harflerin, sıfatların, mahreç ve tecvidin usta bir ağızdan yani Fem-i Muhsin tarafından uygulamalı olarak öğrenilmesidir.

*Peki, Kur’an-ı Kerim’i tecvide uygun okumanın dinimizde hükmü nedir?

*Kur’an-ı Kerim’i sahih okumanın bir ilmi, bir de uygulama yönü vardır. Namaz kılanın kendisi işitebilecek kadar harfleri belirterek Kur’an-ı Kerimden ezbere okuması farzdır. Bu kadarını bir ehlinden öğrenmek mümkündür. İleri seviyede ihtisas yapmak ve namazı kıldırıp Kuran-ı Kerim’i öğretmek isteyenler ise kendilerini yetiştirebilirler. Bir şahsın yazdığı kitabın noktasına virgülüne dikkat edilirken Allah’ın kelamı bir nevi taklit edilerek uluorta, gelişi güzel okunmamalıdır.

KUR’AN SESLERLE SÜSLENEBİLİR

*Sıkıntılı durumlar ortaya çıkar…

*Elbette. Bakın, bir TV programında ‘Namazda şu harfi buradan çıkartacaksın, bu harfi buradan çıkartacaksın demek namazın önündeki perdelerden birisidir’ denilmiş ve cehalet sergilemiştir. Halbuki Kıraat’ın en büyük üstadı olarak bilinen İmam Cezeri, ‘Mukaddime’ adlı risalesinde ‘Kuran’a başlamadan önce okuyucuların maharici alim etmeleri farzdır’ buyurmuşlardır. Yani evvela mahreci öğrenmeleri farzdır. Sonra harfler öğrenilecek demektir. Çünkü kıraat ilmine göre harf, mahrecinden çıkan sestir. Tecvidin gayesi Peygamberimiz (S.A.V)’den duyulduğu üzere Kur’an okuyuşunda en olgun seviyeye ulaşmaktır. Faydası ise iki cihan saadetidir. Kuran okumada tecvide olan ihtiyaç, hayat için havaya olan ihtiyaç gibidir ve bu ihtiyaç kitap, sünnet ve icma ile sabittir. Peygamberimiz; (S.A.V) ‘Kur’an-ı benden öğrendiğiniz gibi okuyun. Kur’anı sesinizle ziynetlendirin’ buyurmuşlardır. O nedenle Kuran kıraatinde sahih okuyuş kurallarını bozmadan sabihi, rast, uşşak ve hicaz gibi makamları icra edilebilir. Ancak ses kulağa hoş gelsin diye işi sadece nağme ile musiki ile okumak şahsi okuyuştan ileri geçemez ve Allah rızasına ulaşılmaz. Ehl-i Kur’an’dan onay alamaz. Asıl olan her okuyucuyu bir tarağın dişleri gibi aynı seviyeye getirmektedir. Onun için de bir Kuran Sempozyumu zaruret haline gelmiştir. Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim mahareci hurufa, sıfatı hurufa göre talim edilirse bu mümkündür. Çünkü bütün dünyada talim aynıdır.

ÖRNEK NESİLLER YETİŞTİRMEK İSTİYORUZ

*Evrensel Hafızlar Derneği (EHAD) bu nedenle mi kuruldu?

*Evet. İnsanlığın hidayet kaynağını öğrenemeyen yeni nesil, milli ve manevi değerlerinden yoksun bir şekilde yetişti. Son yıllarda suç oranlarındaki artışlar, okullarda cereyan eden ve cinayetlere varan şiddet görüntüleri, uyuşturucu madde kullanımının ilkokul sıralarına kadar düşmesi ülkemizin büyük bir manevi bunalımın eşiğinde olduğunu göstermekte. Gençlerimiz bugün büyük bir boşluğun içinde. İçinde bulunduğumuz manevi buhranın en önemli sebebi kanaatimizce din eğitiminin yetersizliğidir. Milli Eğitim müfredatına sıkıştırılmış birer saatlik din kültürü ve ahlak bilgisi dersleriyle gençliğimiz içinde bulunduğu manevi bunalımdan kurtarılamaz. Bizler bu boşluğu doldurmanın gayreti içindeyiz. Dernek olarak amacımız Kur’an-ı Kerimi öğrenen, öğreten, muhtevasına vakıf olmaya çalışan ve bu uğurda hizmet verenlere her türlü katkıda bulunmak, bu amaçla faaliyet gösteren kişi, kurum ve kuruluşların sorunlarına çözümler üretmek ve stratejiler geliştirmektir. Milli, manevi, ahlaki ve evrensel değerlere sahip, ruhsal ve bedensel yönden sağlıklı, üstün vasıflı örnek nesiller yetiştirilmesine katkı sağlamak arzusundayız.

* Hafızlık müessesesi neden önemli?

*‘Kur’an’ı” biz indirdik; onu koruyacak olan da biziz’ diyen Allahu Teala on dört asırdır Kur’an’ın tek harfine dahi dokunulmasına müsaade etmemiştir. Kur’an’ın tahrif edilmeden yayılıp yaygınlaşmasında ve bugünlere gelmesinde hafızların büyük rolü bulunmaktadır. Kur’an’ın eşsiz sedası ve manasının nesillerden nesillere aktarılmasında büyük emeği olan hafızlar, bir anlamda Kur’an’ın koruyucularıdır.

HAFIZLAR YÜRÜYEN KUR’ANLARDIR

*Çok önemli yani.

*Kesinlikle. Hafızlar; yaşayan ve yürüyen Kur’an olarak nitelendirilmişlerdir. Peygamberimiz,(s.a.v) hafızları vahiy getiren meleklere benzetmiş ve cennette onlarla beraber olacağını müjdelemiştir. Sevgili peygamberimiz, İslam’ı tebliğe hafızları memur kılmış, üstün zekâ ve kabiliyetleri sebebiyle elçilik ve valilik görevlerinde hafızlara öncelik vermiştir. Vefatlarında dahi önce onları defnetmiştir. Halifeler ve İslâm devlet reisleri daima bu alışkanlığı teşvik etmişlerdir. Osmanlı Devleti Kur’an’a duyduğu derin saygı ve hürmet neticesinde cihan devleti olmuş ve asırlarca Kur’an’ın bayraktarlığını ve muhafızlığını yapmıştır. Hafız olmak veya hafız yetiştirmek bütün Müslümanların üzerine farzı kifayedir. Ayrıca hayır ve hasenatın en şereflilerinden birisidir. Bu hayırlı gelenek bazı dönemlerde akamete uğrasa da üzerinde yaşadığımız bu topraklarda yüzyıllarca süregelmiştir.

*Peki, şu anki durum nedir?

*8 yıllık kesintisiz eğitim, din eğitimi alanında ciddi sorunlar ortaya çıkarmıştır. Kademeli eğitim şarttır. Hafızlık yapmak için en müsait zamanda çocuklar hafızlık yapabilmeliler. Maalesef Türkiye’de hafızların sayısı giderek düşmektedir. Önlem almamız lazım.

KUR’AN ÖLÜLER KİTABI DEĞİLDİR

*Bu yüzden çalışıyorsunuz…

*Evet. Müntesibi olmaktan büyük bir şeref duyduğumuz İslam’ın mukaddes kitabı olan Kur’an-ı Kerim, Allah katından insanlığa sunulan büyük bir lütuf ve aynı zamanda hidayet kaynağıdır. Kalpleri ürperten, çağlara meydan okuyan, bir benzeri asla olmayan Kur’an’a duyulan ihtiyaç her geçen gün hızla artmaktadır. Keşmekeşin, çirkefliğin, kaos ve kargaşanın işgal ettiği dünyamızın tek kurtuluşu Kur’an’a sarılmaktan geçer. Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy, “İnmemiştir hele Kur’an, bunu hakkıyla bilin, Ne mezarlıkta okunmak ne de fal bakmak için” diyerek, Kur’an’ın rehber olma özelliğini vurgulamıştır. Yine Hz. Mevlana “Ben yaşadığım müddetçe Kur’an’ın kulu, kölesiyim” diyerek Kur’ana olan bağlılığını ifade etmiştir. Bizler mukaddes kitabımız Kur’ân’ı yeniden hayatımızın merkezine yerleştirip onu beşik ile mezar arasındaki yolculuğumuzda başucu kitabı haline getirmek istiyoruz. Hafızlık Kur’an-ı Kerim’in sadece lafzını hafızasına alıp beynine ve belleğine hapsetmek değildir, onun manasını hayatına inşa etmek demektir. Şunu iyi bilmeliyiz ki Kur’an’a hizmet şereftir. Kuranı Kerim’in Enbiya suresi 10. Ayetinde Allah’u Teala bize şöyle buyuruyor. “Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız?” Tarihte Kur’an’a hizmet eden nice millet ve devletler tarihin şeref levhalarına isimlerini altın harflerle yazdırmışlardır. Kur’an’ın özüne ve ruhuna sırtını dönen milletler ise asla huzurlu ve müreffeh olamamıştır.

*Ne yapmalı, işe nereden başlamalı?

*İşe ilim-irfan yuvaları olan Kur’an kurslarımızın yeniden ihyası ile başlanması gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü Kur’an kursları nesillerimizin dini ve milli kültürümüz ile ilk tanıştıkları sevgi, saygı, kardeşlik ve fedakârlığın benimsendiği ibadetlerin usulüne uygun olarak yerine getirmesinin öğretildiği yerlerdir.

HAFIZLIĞA ÖZEL ÖNEM VERİLMELİ

*Neler yapılabilir, neler yapılmalı?

*Din hizmetinin başarılı olmasının önemli şartlarından biri olan hafızlık müessesesini yaşatmak lazım. Bir taraftan okula, boş zamanlarında ise Kur’an Kurslarına göndermek sureti ile çocuklarının hafız olmasını arzu eden velilere zemin ve imkân hazırlamak amacı ile ilköğretimin altı, yedi ve sekizinci sınıflarına devam edenlerin spor, müzik, yabancı dil gibi kurslara gidebildikleri gibi Kur’an Kurslarına da devam etmelerine imkân sağlayan bir düzenleme yapılmalıdır. Kur’an Kursu öğreticiliği için getirilen yüksek tahsil şartı devam etmeli, pedagojik formasyon şartı aranmalıdır. Öğreticilerin hafız olanlarına öncelik verilmelidir. Hizmet içi eğitim kurslarında öncelik Kur’an Kursu öğreticilerine verilmelidir. Kur’an Kurslarının bina, araç gereç ve diğer giderlerine ödenek ayrılmalıdır. Yaz kurslarına devam etmek isteyenler ile camilerde Kur’an’ı Kerim öğrenmek isteyenlere de yaş ve tahsil şartı aranmamalı ve bu kursların açılması için gerekli olan bürokratik işlemler azaltılmalıdır. Yaz kurslarında camilere gelen öğrencilerden hafızlığa yatkın öğrenciler görevliler tarafından hafızlık yaptırılmak üzere Kur’an Kurslarına yönlendirilmelidir. İmam Hatip Liselerinde “Hafızlık Sınıfı” oluşturulmalı, istekli öğrencilere bu sınıflarda Hafızlık yaptırılması sağlanmalıdır. Zorunlu eğitimin 8 yıla çıkması ile Kur’an Kurslarının zarar görmemesi için Kur’an Kurslarının adı “Diyanet İşleri Başkanlığı Kur’an Eğitim Merkezi” olarak değiştirilmeli ve Milli Eğitim Bakanlığının uygun göreceği kültür dersleri bu eğitim merkezlerine konmak sureti ile ilköğretimin ikinci kademesini Kur’an Eğitim Merkezinde tamamlamalarına imkân sağlanmalıdır. Hafızlık belgesi alan öğrenciler iş merkezleri ve fabrika mescitlerinde veya müezzinlik kadrosu ile köy camilerinde görevlendirilmelidir. Hafızlara, yüksek öğretimde İlahiyat Fakültesini tercih ettikleri takdirde belirli bir ek puan verilmelidir. Kırat-ı Aşere mezunlarının Kur’an Kurslarında görev almaları sağlanmalıdır. Yurt dışı Hac görevlendirilmelerinde öncelik tanınmalı, kafile başkanlığı verilmeli. İl ve ilçelerde uzman hafız olarak atamaları yapılmalıdır. 1975 de hafızlara verildiği gibi, onlara da bir derece verilerek taltif edilmelidir. Onlar Kur’an-ı Kerim’i 4 yıldan fazla bir zaman içerisinde iki defa yazıp okumaktalar. “Kur’an Kursu Öğreticisi” ifadesi Kuran Kursu Öğretmeni olarak değiştirilmeli ve hayat standartları öğretmenlerle paralel olmalıdır. Kur’an Kursları müfredatına; hadis, hat, dini musiki gibi dersler konulmalıdır. Kur’an Kursu öğrencileri de diğer öğrenciler gibi devletin öğrencilere tanıdığı tüm haklardan faydalandırılmalıdır. Kur’an Kurslarına rehberlik servisleri açılmalıdır. Öğrenciler Kur’an Kurslarını sevmeleri için teşvik edilmeli, özellikle hafız öğrenciler “Hac veya umre ziyareti” ile ödüllendirilmelidir.

“HER VAV AYNI DEĞİLDİR! OKUNURKEN DE”

*İnşallah. Peki, derneğinizin yaptığı çalışmalar hakkında bilgi verebilir misiniz?

Genel merkezimizde erkek ve hanım kardeşlerimize ayrı ayrı Kuran-ı Kerimi düzgün okuma dersleri veriyoruz.“Her vav aynı değildir! Okunurken de” adını verdiğimiz projeyi gerçekleştirdik. Bu proje kapsamında yaklaşık bir ay süreyle yatılı olmak üzere kardeşlerimize hızlandırılmış Kuran-ı Kerim-i sahih okuma dersleri verdik. Maharic-i huruf, sıfatı huruf, tashih-i huruf, tecvid, talim ve kıraat derslerinin yer aldığı Kur’anı Kerim’i sahih okuma derslerine din görevlileri, hafızlar ve yeterlilik sınavına hazırlanan kardeşimiz katıldı. Ayrıca Anadolu Gençlik Derneği ile işbirliği yaparak hanım kardeşlerimizin katıldığı Sadayı Kur’an yarışması düzenliyoruz. Halen müracaatların devam ettiği yarışmamıza yoğun bir ilgi var.

*Sadece Ankara’da mısınız?

*Hayır. Şu anda 4 ilde şubemiz mevcut olup 15 civarında ilde de hazırlıklar devam etmektedir. Genel merkez olarak Ankara’da yaptığımız çalışmaları Türkiye geneline yaymak için şubeleşme çalışmamız devam etmekte. İnşallah en kısa zamanda bu şubelerimiz de faaliyete geçecektir.

KUR’ANA GÖNÜL VEREN HERKESE KAPIMIZ AÇIK

*Bilgi almak isteyenler?

*Konuyla ilgili kardeşlerimiz www.ehad.org.tr adresinden takip edebilirler. Ayrıca bu çalışmaların yanı sıra Kur’an kurslarını ziyaret ederek öğrencilere çeşitli hediyeler takdim ediyor ve onları motive edici sohbetler düzenliyoruz. Öğrencilerimizin dışarıdan okul bitirmelerine yardımcı olmak için Ankara’da merkezi bir Kur’an kursunda eğitim veriyoruz. Tespit ettiğimiz hafız ve hafız adaylarına imkânlarımız ölçüsünde bursta veriyoruz.

*Ne güzel. Peki, sadece ‘hafızlara’ yönelik mi çalışıyorsunuz?

*Öncelikle hafızlar ve hafız adayları olmak üzere Kur’anı Kerim’i sahih okumak isteyen tüm kardeşlerimiz muhatabımızdır. Ancak kalbini Kur’anın nuruyla aydınlatmak ve mukaddes kitabımızdan feyz almak isteyen bütün kardeşlerimiz bizim doğal hedef kitlemizdir. Bu kardeşlerimizin öncelikle Kur’anı sahih bir şekilde okuyup, sonra onu anlayıp ve hayatlarına tatbik etmelerine yardımcı olmak bizim hem Müslüman olarak görevimiz, hem de derneğimizin kuruluş amacının bir gereğidir. Bu manada hafız olsun olmasın Kur’ana gönül vermek isteyen herkese kapımız açıktır.

VAKİT’E VE OKURLARINA TEŞEKKÜR EDİYORUM

*Teşekkür ederim Abdulkadir Bey, başarılar dilerim.

*Ben teşekkür ederim. Bu röportajı gerçekleştirerek faaliyetlerimizi anlatma fırsatı verdiğiniz için size ve derneğimizin kuruluşundan bu yana gösterdikleri ilgi ve alakadan dolayı Vakit yönetimine teşekkür ediyoruz. Rabbim hayırlı çalışmalarınızda yardımcınız olsun. Vakit okuyucularına da sevgi ve selamlarımızı iletiyor bundan sonra geçekleştireceğimiz organizasyonlara kendilerini davet ediyoruz.

Fotoğrafaltı 1: Arkadaşımız M. Mustafa Uzun’a konuşan Evrensel Hafızlar Derneği Genel Başkanı kurra Hafız Abdulkadir Sağlam; “Kuran’ın özüne ve ruhuna sırtını dönen milletler asla huzurlu ve müreffeh olamamıştır”dedi.

Fotoğrafaltı 2: Kurra Hafız Abdulkadir Sağlam; “Hafızlar; yaşayan ve yürüyen Kur’an olarak nitelendirilmişlerdir. Peygamberimiz,(s.a.v) hafızları vahiy getiren meleklere benzetmiş ve cennette onlarla beraber olacağını müjdelemiştir” dedi.

Fotoğrafaltı 3: “Kur’an’ın tahrif edilmeden yayılıp yaygınlaşmasında ve bugünlere gelmesinde hafızların büyük rolü bulunmaktadır. Kur’an’ın eşsiz sedası ve manasının nesillerden nesillere aktarılmasında büyük emeği olan hafızlar, bir anlamda Kur’an’ın koruyucularıdır.”

Yorum yap